OKULDAYIZ: ÜSKÜDAR (2019-Devam ediyor) | Sokakta Yaşayan ve Çalışan Çocuklar İçin Uygulama ve Araştırma Merkezi (SOYAÇ)
SOKAKTA YAŞAYAN ve ÇALIŞAN ÇOCUKLAR İÇİN UYGULAMA ve ARAŞTIRMA MERKEZİ
Maltepe Üniversitesi / SOYAC

OKULDAYIZ: ÜSKÜDAR (2019-Devam ediyor)

Paylaş

OKULDAYIZ: ÜSKÜDAR

Üniversite Toplum İş Birliği: Okul Temelli Toplum Çalışmaları

(2019-Devam ediyor) 

 

Okuldayız Üsküdar 2019-2020 Proje Raporu için tıklayınız

Üsküdar Kaymakamlığı iş birliğiyle 2019-2020 eğitim-öğretim döneminde okul devamsızlık oranının en yüksek olduğu bir okulda SOYAÇ’ın koordinasyonu ve yürütücülüğünde okul personeli ile eşgüdümlü olarak eğitim hayatı kesintiye uğrama riskiyle karşı karşıya kalan öğrenciler ve aileleriyle çalışılmaya başlanmıştır.

Bu projede, SOYAÇ tarafından yüksek risk altındaki çocuk ve gençlerin topluma kazandırılmaları için geliştirilen “bağlanma ilişkisinin tesisi yoluyla akran temelli terapötik yaklaşım” modeli ile çalışılmaktadır. Bu yaklaşım, travma bilgisine ve bütüncül okul çalışması anlayışına dayalı, okul tabanlı ve toplum merkezli çalışma prensibini benimser. Proje, Üsküdar Kaymakamlığı, Üsküdar Belediyesi, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Üsküdar İlçe Sağlık Müdürlüğü, Üsküdar Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü, Üsküdar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV), Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü, Toplum Ruh Sağlığını Geliştirme Derneği ve Üsküdar Romanları Platformu iş birlikleriyle; Maltepe Üniversitesi'nin yanı sıra Marmara ve İstanbul Bilgi Üniversiteleri’nin katılımlarıyla yürütülmektedir. Proje ekibi için Tıklayınız.  Projede yer alan Faaliyet Kolaylaştırıcısı üniversite öğrencileri 1.dönem için  Tıklayınız  2. Dönem için  Tıklayınız. 

Projede, Maltepe Üniversitesi’nin Psikoloji, Sosyal Hizmet bölümleri ile Hemşirelik yüksekokulu ve Meslek yüksekokulu görev almaktadır. Projeye ayrıca Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik ile Sağlık Yönetimi bölümleri ve Bilgi Üniversitesi İletişim bölümü de destek vermektedirler. Proje ilerledikçe Maltepe Üniversitesi’nin Felsefe, Sosyoloji gibi diğer ilgili bölümleri ile iş birliği yapılacaktır.  Bu proje ile, okul idarecileri ve öğretmenler ile eşgüdümlü çalışılarak öğrencilerin başta duygusal ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi, okula bağlılıklarının arttırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, risk altındaki öğrencilerin ve ailelerinin başta Üsküdar Belediyesi, Üsküdar SYDV ve Üsküdar Sosyal Hizmet Merkezi tarafından verilmekte olan hizmetlere erişimleri sağlanmaya çalışılmaktadır.

Eğitim hayatı kesintiye uğrama riskiyle karşı karşıya kalan öğrencilerin psikolojik, sosyal, fizyolojik ve akademik gelişimleri, ailesi, arkadaş çevresi, yaşadığı çevre, ait olduğu toplumsal ve kültürel kimlik göz önünde bulundurularak okula devam ve akademik başarılarına etki eden sorun ve ihtiyaçların tespiti ve bu yönde güçlendirme faaliyetleri yapılacaktır. Proje süresince, çocukların dışında aileler ve öğretmenlerin de aktif katılımı sağlanacak olup hem onlara yönelik güçlendirme faaliyetleri yürütülecek hem de öğrencinin sorunlarının çözümlenmesi ve ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda önleme ve iyileştirmeye yönelik iş birliği sağlanacaktır.

SOYAÇ'ın koordinasyonu ve yürütücülüğünde, 40 öğretim elemanı ve profesyonel ile 86 üniversite öğrencisinden oluşan proje ekibi ile travma bilgisine dayalı disiplinlerarası sistem yaklaşımıyla okul tabanlı sürdürülen toplum merkezli çalışmalar kapsamında gerçekleştirilen “Okuldayız: Üsküdar” Projesi’nin temel faaliyetleri ve içerikleri şöyledir:

 

1. Yüksek Risk Grubundaki Çocukları ve Ailelerini İçeren Psikososyal Destek Programı

Bu program kapsamında 4 temel faaliyet yürütülmekte olup bu faaliyetlerin içerik ve hedefleri alt başlıklarda sunulmuştur:

 

 1.1 Bağlanma İlişkisinin Tesisi Yoluyla Akran Temelli Terapötik Grup Desteği

Bağlanma İlişkisinin Tesisi Yoluyla Akran Temelli Terapötik Grup Desteği, yüksek risk grubundaki çocuklara yönelik olarak Maltepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü ve Psikoloji bölümü iş birliğinde hayata geçirilmektedir. Proje kapsamında, düzenli eğitim ve süpervizyonlarla desteklenen Psikoloji bölümü öğrencileri “bağlanma ilişkisinin tesisi yoluyla akran temelli terapötik yaklaşım” modeli ile yüksek risk grubundaki çocuklara destek vermektedir. Projenin yürütüldüğü ortaokulda eğitim gören ve yüksek risk altında olduğu belirlenen çocuklar ile rol modeli olma kapasitesi taşıyan, benlik algısı ve iletişim becerileri/yetenekleri yüksek olan Psikoloji bölümünden seçilen öğrenciler, Maltepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümü tarafından planlanıp uygulanan faaliyet ve atölyelerde, çocuklara terapötik destek sunmaktadırlar. Bu destek programı ile çocukların duygusal, sosyal gelişimlerinin desteklenmesi, psikolojik dayanıklılıklarının arttırılması, okul yaşamları ve akademik başarılarına olumlu etki edilmesi amaçlanmaktadır.

Bu destek programı kapsamında, Psikoloji bölümü öğrencileri, çocuklar ile sınırlarının belli olduğu güven ilişkisi kurarak çocukların duygusal, sosyal gelişimlerini desteklemeye çalışmakta ve eğitsel faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Öğretmenlerin beklenti ve talepleri doğrultusunda çocuklara sınıf içinde ve/veya sınıf dışında destek olmaktadırlar. Sınıf içinde, öğretmenin ders anlatımı sırasında sınıfın arkasında oturup, dersin nasıl işlendiğini ve sınıf dinamiğini anlamakta, sınıf içinde çocukları tanımaları ve çocuklara ders dinleme konusunda rol model olmakta ve ders anlatımından sonra çalışmalara geçildiğinde çocukların yanına giderek birebir destek vermektedirler. Çocuklar ile güvenli ilişki temelini oluşturduktan sonra ise öğrencilerin sınıf dışında sosyal etkinlikler yapmaları planlanmaktadır.

 

1.2 Sosyal Etkinlik Faaliyetleri

Proje kapsamında, Maltepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı öğretim elemanları tarafından yüksek risk grubundaki çocuklara terapötik ve eğitsel destek vermek amacıyla planlanan, Psikoloji bölümü öğretim elemanları ve öğrencilerinin çalışmalarına paralel olarak yürütülecek olan etkinliklerde, Meslek Yüksekokulu Radyo Televizyon Programcılığı, Mimari Restorasyon ve Halkla İlişkiler ve Tanırım bölümü öğretim elemanları ve öğrencileri destek olacaklardır.

Planlanan etkinliklerle, çocukların duygusal, sosyal gelişimlerinin desteklenmesi, psikolojik dayanıklılıklarının arttırılması, okul yaşamları ve akademik başarılarına olumlu etki edilmesi amaçlanmaktadır. Bütünleştirici bakış açısı ile çocukların kendilerini, okul ve toplum ile bir bütün olarak algılaması, kendi değerlerini inşa etmeleri ve destekleyici öğrenme ilişkileri içerisinde heyecanlarını ve meraklarını artırarak özgüven ve öğrenme motivasyonu kazanmaları amaçlanmaktadır. Merakları olduğu atölye çalışmalarına katılmaları teşvik edilerek ayrıca,  yaşadıkları toplumun önemli bir parçası olan okulun hem eğitim-öğretim faaliyetlerine hem de fiziki şartlarının iyileştirilmesi süreçlerine onların da dahil edilmesi hedeflenmektedir. Bu çalışmalar kapsamında, çocukların kendilerini ifade etmelerine destek olmak amacıyla çeşitli atölyeler oluşturulacak olup planlanan atölyelerden bazıları şöyledir:

 

Atölye 1: Bir Fikrim Var…

  • Öğrencilerin kendilerini ifade etmelerine ve okula aidiyet duygularını desteklemek amacıyla başlangıçta belirlenecek olan yüksek risk grubu öğrencileriyle birlikte okulun koridorlarında ve sınıflarda ve “Bir fikrim var” panolarının oluşturulması,
  • Belirlenen öğrenciler ile oluşturulan panoların sınıflarda anlatılmasının sağlanması.

 

Atölye 2: Benim Tercihim Atölyesi

  • Öğrenciler ile çalışmalar başladıktan sonra etkinlik atölyelerin (Sanat- drama-oyun-müzik vb.) oluşturulması,
  • Psikoloji öğrencilerinin çalışmalarını destekleyecek nitelikte çocuklar ile birlikte her hafta bir sonraki haftanın çalışma konusunun belirlenerek atölye çalışmalarının yürütülmesi.

 

Atölye 3: Hayalimdeki Okul!!! Okulumu Birlikte Güzelleştiriyoruz…

  • Öğrenciler ile birlikte ilk önce “Hayalimdeki okul” düşüncesinden yola çıkarak, sınıflarda oluşturulacak “Bir fikrim var “ panosu ve küçük gruplara verilecek sorumluluklar aracılığı ile öğrencilerin hayallerindeki okul ile ilgili fikirlerinin alınması,
  • Hayallerindeki okulun çocuklar tarafından resimlerinin çizilmesi, maketlerinin yapılması,
  • Okulun çocukların hayalindeki okula dönüştürülmesi için okulun fiziki şartlarının iyileştirilmesi.

 

Atölye 4: Benim gözümden “Selamsız”, Benim Gözümden Okulum

  • Çocukların görsel hafızasını geliştirmek, doğadan kadrajlar almayı ve bunu kendi seçimleriyle yapmayı sağlamak amacıyla 8 hafta boyunca öğrencilere fotoğraf eğitimi verilmesi,
  • Verilen temel eğitim sonucunda Selamsız mahallesinde ve okulları içeresinde fotoğraf çekimlerinin gerçekleştirilmesi ve sergilenmesi.  

 

1.3 Aile Grup Desteği

Aile Grup Desteği faaliyeti ile aileleri psikolojik olarak güçlendirmek, bireysel gelişimlerini ve aile bireyleri ile ilişkilerini geliştirmek üzere psikososyal destek gruplarının oluşturulması ve grup çalışmalarının yapılması planlanmıştır.

Katılımcı ailelerin ihtiyaçları ve beklentileri doğrultusunda psikososyal bir eğitsel destek verilecek olup, kendilerini güçlendirmeleri ve sonuçta kendi çevrelerine, ilişkilerine, aile ortamlarına ve çocuklarına da bu gelişimi taşıyabilecekleri düşünülmüştür.

Bu doğrultuda hazırlanan, sınanmak istenen hipotezler ve varsayımlar aşağıdaki gibidir:

  1.  Anneleri psikososyal açıdan desteklenmeleri duygusal iyilik durumlarına, katkıda buluncaktır.
  2. Annelerin anne-çocuk bağının önemi konusundaki farkındalıklarının artırılması ve planlanan oturumlar ile desteklenmeleri çocukların ev ortamında da desteklenmesi ve kapsanmasına yol açacaktır.
  3. Ailelerin, eğitimin önemi, olumlu sonuçları ve getirileri hakkında bilinçlendirilmesi ve okul ile bağlarının güçlendirilmesi çocukların eğitime devamlılığını arttıracak ve öğrenme çıktılarını iyileştirecektir.

 

Psikososyal destek gruplarında ebeveynlerin isteği üzerine belirlenebilecek aileye ilişkin gündelik yaşam pratikleri içinde ortaya çıkan olgu ve sorunları birlikte tartışmak, birlikte değerlendirmek, farklı bakış açılarını farkına varmak amaçlanmaktadır

Yapılacak literatür taraması doğrultusunda ve ulaşılmak istenen amaçlar bağlamında annelerin desteklenmesi için belirli temalar oluşturulmaktadır. Oturumlarda bu temalar işlenmektedir. İlk olarak işlenen temalar arasında aile kavramı, annelik ve kadınlık vardır. İlerleyen süreçlerde, sağlık ve beslenme gibi konularda da ailelere destek sağlanması hedeflenmektedir. Ebeveyn tutumları, çocuklar ile ilişkilerde yaşanan sorunlar, arkadaş gruplarına, çevresel ve kültürel etkilere ilişkin sorunlar, çocuklarla ilişkiler, aile ortamı, benlik gelişimi, sorumluluk gelişimi, duygusal gelişim ve sorunları, başa çıkma becerileri gibi çeşitli psikososyal konular da grubun isteği doğrultusunda ele alınmaktadır. Ayrıca ailenin zihninde eğitimin değeri, ulaşılabilirliği, önyargılar, engelleyici sorunlar üzerinde tartışılarak eğitime ilişkin pozitif bakış açıları geliştirilmeye yönelik de çalışımalar planlanmaktadır.

 

1.4 Okul Öncesi Dönemde Olan Kardeşlerini İçeren Esnek Dayanıklılık Programı (EDP)                

Bu program kapsamında, yüksek risk altındaki çocukların okul öncesi dönemde olan kardeşleri için esnek dayanıklılık (RESCUR) programının uygulanması amaçlanmıştır.

Risk altındaki bölgelerde yaşayan 6 yaşındaki çocukların okul hayatına kazandırılması ve psikolojik dayanıklılıklarının geliştirilmesi bu müdahale programının temel amacıdır. Bu kapsamda hedeflenen amacın alt başlıkları aşağıdaki gibidir.

  • Çocukların sosyal ve duygusal öğrenme ve psikolojik dayanıklılık becerilerini geliştirmek ve iyileştirmek,
  • Çocukların olumlu sosyal davranışlarını ve sağlıklı ilişkilerini teşvik etmek,
  • Çocukların ruh sağlığını ve iyi-oluşunu, özellikle ruh sağlığı bozukluğu riski altında olanları desteklemek,
  • Çocukların akademik katılımını, motivasyonunu ve öğrenme kapasitesini geliştirmek.                                        

 

Dezavantajlı bir kesimde eğitimine yeni başlayan/devam eden, okul öncesi yaştaki çocuklarda psikolojik dayanıklılık geliştirmek için RESCUR: Surfing the Waves müfredatı (Cefai et al., 2015) Türkçe’ye uyarlanmıştır. Bu programın ana odağı olan psikolojik dayanıklılık, zor koşullara karşı ayakta durabilmek, iyi oluş halini koruyabilmekle ilgilidir. Bireyin psikolojik dayanıklılık özellikleri içsel varlıkları ile bağlamsal faktörler arasındaki dinamik etkileşimin bir sonucu olarak gelişir. Bu nedenle, aile, akran grubu ve okul gibi çocuğun hayatını etkileyen sistemler, çocuğun fiziksel, sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimini risk karşısında bile sağlıklı yörüngelere doğru yönlendirmede çok önemli ve belirleyici bir role sahiptir.

Depresyon ve anksiyete gibi psikolojik bozuklukların gün geçtikçe arttığı ve bunu takiben daha ciddi toplumsal problemlerin ortaya çıktığı toplumumuzda, RESCUR müfredatı gibi güçlü yönlere odaklanan,  optimizm ve geleceğe umutla yaklaşma, olumlu bir tutuma sahip olma; uyumluluk ve esneklik; kararlılık ve sebat; içsel güce inanç; değişim yapabilme ve kendi kendine yetebilme; akranlar ve yetişkinlerle sağlıklı ilişkiler kurma ve sürdürme gibi özellikleri teşvik eden programlara ihtiyaç vardır (Doll, Brehm, & Zucker, 2004; Førde, 2006; Cefai, 2008; Simões et al., 2009; Seligman, 2011; Ungar, 2012; Hutchinson & Dorsett, 2012; National Scientific Council on the Developing Child, 2015). Programın özellikle dezavantajlı bir kesimde uygulanması da çabalarımızın yoğun olacağının fakat geri dönüşlerin daha etkili hissedileceğinin bir göstergesidir.

 

 

2. Tüm Çocuklar ve Ailelerini İçeren EDP

Bir önceki faaliyet kapsamında da aktarıldığı gibi, RESCUR eğitim programı çocukların yaşadıkları dezavantajlı durumlara karşı dayanıklılık geliştirmek ve psikolojik esneklik kazandırmak amacıyla oluşturulmuş bir müfredat programı olup Malta Üniversitesi’nde Prof. Dr. Carmel Cefai koordinatörlüğünde geliştirilmiş. Programın içeriği, 6 ülkede yapılmış olan  saha çalışmaları ve ampirik bulgulara dayalıdır. 

Avrupa'da artan ekonomik, sosyal, kültürel zorluklar; göç; işsizlik; terörizm gibi olgular müfredatın geliştirilmesi konusunda etkili olmuştur. Son zamanlarda artan ayrımcılık ve önyargı çokkültürlü toplumları etkilemekte ve çatışma oluşturmaktadır. Bu nedenle göçmenler ve mülteciler; okulu erken bırakma, devamsızlık, okulda başarısızlık, sosyal dışlanma ve sağlık sorunları gibi risklerle karşı karşıya oldukları tespit edilmiştir. Projenin öncelikli amacı okullarda besleyici ve güvenli bir ortam sağlamaktır. Çocuklara olumlu bakış açıları ve geleceğe dair umut ve dayanıklılık kazandırmak amacındaki bu müfredatın uygulanmasının iş birliğinde olunan proje okulunda oldukça etkili olacağı düşünülmektedir. Program, çocukların esnek dayanıklılıkları geliştirmelerini hedefleyen; iletişim becerilerini geliştirme, zorlukları fırsata dönüştürme gibi  6 temadan ve temalara bağlı aktivitelerden oluşmakta olup bu aktiviteler, 1 akademik yıl boyunca öğretmenler tarafından okuldaki tüm sınıflara uygulanacaktır.

 

 

3. Tüm Çocuklar ve Ailelerine Yönelik Sağlık Eğitimi Faaliyetleri

Projenin yürütüldüğü okulda, sağlıkla ilgili riskli oldukları düşünülen konularda, sağlığa yönelik bilgi ve farkındalığı artırıcı eğitim faaliyetler bir eğitim-öğretim yılı boyunca sürdürülecektir. Sağlık eğitimi faaliyetleri kapsamında, Maltepe Üniversitesi’nden Okul Sağlığı Hemşireliği, Çocuk Sağlığı Hemşireliği, Üreme Sağlığı Hemşireliği ve Halk Sağlığı Hemşireliği gibi 4 farklı hemşirelik alt dalı, akademik personeli ve öğrencileri ile iş birliği içerisinde okulda faaliyetlerini sürdürecek olup bu faaliyet kapsamında, tüm okula ilkyardım eğitimi verilmesi için Anestezi Bölümü ile de iş birliği yapılmaktadır.

Özellikle hijyen, hastalıklardan korunma, akran zorbalığı, zararlı alışkanlıklar (sigara, madde vb), riskli davranışlar gibi konuların ele alınmasına ek olarak, erken dönem okul terki ve adölesan evliliklerin yoğun görüldüğü Roman çocukların ağırlıkta olduğu bu okulda, çocuklara erken evliliklerin sosyal ve fiziksel dezavantajları hakkında bilgi verilerek farkındalık kazanmaları hedeflenmektedir. Bunların yanında, ailelere de; erken evlilik riskleri, üreme sağlığı ve aile planlaması yöntemleri konusunda da eğitimler planlanmaktadır.

Eğitimler okul ve aile ile koordineli bir şekilde yürütülürken aynı zamanda interdisipliner bir iş birliği ile de yürütülmektedir. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik bölümü, Anestezi bölümü, Psikoloji bölümü öğrencileri ve akademik personeli; Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik bölümü öğrencileri ve akademik personeli ile planlanan sağlık eğitimleri bir bütünlük içerisinde ortak hedefler doğrultusunda gerçekleştirilmektedir.

 

 

4.Tüm Çocuklar ve Ailelerine Yönelik Beslenme Eğitimi Faaliyetleri

Çocuklarda sağlıklı büyüme ve gelişmenin sağlanması sağlıklı toplumlar oluşması açısından oldukça önem taşımaktadır. Çocuk sağlığını etkileyen en önemli etmenlerin başında ise beslenme gelmektedir. Çocuklarda sağlıklı büyüme ve gelişme, yeterli ve dengeli beslenme ile ilişkilidir. Çocuğun toplum yaşamına bilinçli olarak katıldığı dönem olan okul çağı, sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi alışkanlığının kazandırılması, bilincin oluşturulması ve yetişkinlik döneminde görülen kronik hastalıkların önlenmesi açısından önem taşımaktadır. Bu sebeple, beslenmeye yönelik eğitimin erken yaşlarda başlaması, bireylerin yaşam boyu sağlığı açısından önemlidir. Bireylerin, ailenin ve toplumun beslenme alışkanlıkları üzerinde oldukça etkili olan beslenme eğitimi, hatalı uygulamaların önlenmesini ve yerine doğru uygulamaların almasını sağlamaktadır. Okulda verilecek beslenme eğitimleri sayesinde sağlıklı beslenen, bilinçli, başarılı ve büyüme ve gelişmesi optimum düzeyde olan çocuklar yetiştirmek mümkün olacaktır.

“Okuldayız: Üsküdar Projesi” kapsamında Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümü tarafından, Marmara Üniversitesi Sağlık Yönetimi bölümü iş birliği ile yürütülen beslenme faaliyetleri ile; çocukların beslenme durumlarının belirlenmesi, beslenme alışkanlıklarının ve beslenme davranışlarının değerlendirilmesi ve beslenme bilgi düzeylerinin saptanması birincil olarak hedeflenmektedir. Çocukların beslenme düzeylerini iyileştirmeye yönelik planlanan beslenme eğitimleri ile çocukların beslenme durumları, bilgi düzeylerinin iyileştirilmesi ve doğru beslenme alışkanlıkları edinmeleri ikincil olarak amaçlanmaktadır.

Beslenme eğitimi kapsamında; besin güvenliği, yeterli ve dengeli beslenme, kahvaltının önemi, okulda beslenme konuları sınıf içinde öğretici ve eğlenceli etkinliklerle gerçekleştirilmektedir. Beslenme eğitiminin etkinliğini belirlemek için ise eğitim öncesi ve sonrasında çocukların antropometrik ölçümleri yapılmakta ve beslenme anket formu uygulanmaktadır.

 

 

5. Tüm Öğretmenler için Grup Desteği

Okul, öğrenciler için kendilerini güvende hissettiği, anlaşıldığı ve sosyal, duygusal ve akademik olarak öğrenmeyle meşgul olabilecekleri bir ortam olmalıdır. Öğrencilerin ihtiyaçlarının anlaşılması ve bu ihtiyaçların güvenli bir ortam sunarak karşılanması öğretmenler için zorlayıcı bir iş olabilir. Özellikle risk altında olan, olumsuz yaşam deneyimi olan çocuklar, kendi öğrenmelerini ve başkalarının öğrenmelerini olumsuz yönde etkileyebilecek çeşitli karmaşık ihtiyaçlar geliştirirler. Öğretmenlerin duygusal refahı, sosyal, duygusal ve bağlanma güçlüğü olan çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken çok önemlidir. Öğretmenler okul ortamında öğrenciler, aileler ve diğer profesyoneller ile yoğun deneyimler yaşarlar. Öğretmenlerin okullardaki potansiyel bağlanma figürleri olarak görülmesi sebebiyle genellikle kendilerine yansıtılan duyguları alma eğilimindedir. Aktarılan duyguların yoğunluğu ve oluşan stres sonucu öğretmenlerde yıpranma gibi olumsuz sonuçlara rastlamak mümkündür. Bu zorlayıcı durumlarla baş edebilmek için esnek ve dayanıklı olmak, etkin baş etme ve duygu düzenleme becerilerine sahip olmak büyük önem taşımaktadır.

Öğretmenlerin kendi aralarında paylaşımlarda bulunmalarının, beraber düşünüp merak etmelerinin hem öğretmene hem de bir bütün olarak okula katkısının hayati bir önemi vardır. Çalışanların neler olup bittiğini düşünme ve başkalarıyla düşünme için bir fırsata sahip olmaları önemlidir. Psikososyal destek grupları ile öğretmenlerin birbirleri ile paylaşımda bulunması, destek alması, öğrenme ilişkileri hakkında bilgi sahibi olması ve yaşadığı deneyimleri anlamlandırabilmesi sağlanabilir.

Bu kapsamda, öğretmenlere yönelik psikososyal grup desteği cuma günleri 75 dakikalık oturumlar halinde devam etmektedir. Her hafta işlenecek olan tema katılımcılar tarafından belirlenmektedir. Haftalık oturumlar ile öğretmenlerin fikir alışverişinde bulunabilecekleri, deneyimlerini, beklentilerini ve rollerini paylaşabilecekleri bir nefes alma alanı olan güvenli bir ortam yaratmak ve öğretmenlerin öğrenciler ile süreçlerini etkileyen bilinçli ve bilinçsiz faktörler hakkında düşünmelerini sağlamak hedeflenmektedir. Destek programında grup içi ilişkilerin kuvvetlendirilmesine ve grup birlikteliği oluşturmaya özen gösterilerek grup etkinliğinin olumlu sonuçlarından da yararlanılmaya çalışılmaktadır. Haftalık oturumlarda grubun isteği doğrultusunda mesleki stres, tükenmişlik, çaresizlik, baş etme mekanizmaları, öğrenciler ile ilişkilerde yaşanılan sorunlar ve ilişkinin nitelikleri, destek sistemleri gibi psikososyal konular ele alınmaktadır. Oluşturulacak güvenli ortam sayesinde konuların rahatlıkla konuşulması hedeflenmektedir. Ayrıca, grupta vaka tartışmaları yapılıp, proje kapsamında çalışına çocuklar üzerinde grup olarak düşünülüp, bakış açısı ve çözüm stratejilerinin birlikte belirlenmesi de hedeflenmektedir.

Tüm Öğretmenler için Grup Desteği faaliyeti kapsamında, ayrıca, Bilinçli Farkındalık Atölyesi gerçekleştirilmekte ve bu atölye eğitmen İlksen Utlu tarafından okulda düzenli olarak öğretmenlere verilmektedir. Bu faaliyet ile, öğrencilere sunulan bilinçli farkındalık programı birebir öğretmenlere uygulayarak, öğretmenlerin bilinçli farkındalık çalışmalarını deneyimleyerek öğrenmeleri ve kendi sınıflarına adapte edebilmelerini sağlamak hedeflenmektedir. Yürütülen atölyeler süresince, bilinçli farkındalığa sahip duruş, dinleme, nefes, görme, yeme, beden farkındalığı, duygular, düşünceler konularının yanı sıra insanların iyi oluş halleri üzerinde olumlu bir etkisi olan şefkat, empati, cömertlik, şükran konuları üzerinde de durulmaktadır. Bütün başlıklar interaktif paylaşım ve oyunlarla desteklenmektedir.

Öğrencilerde dikkat kontrolü, duygu denetimi ve öz-farkındalık becerilerinin gelişmesine katkı sunan bilinçli farkındalık çalışmaları bu atölye dolayısıyla öğretmenlerle paylaşılmaktadır. Programın öğretmenler tarafından deneyimlenmesi, devamında içselleştirilerek kendi sınıflarına adapte edilebilir hale gelmesi, hem öğretmenler hem de öğrenciler için bir hayat becerisi ve eğitim sürecine destek bir araç niteliğindedir.

 

 

6. Mahalleli Kadınlar Proje Koordinasyon Kurulu

Mahalleli Kadınlar Proje Koordinasyon Kurulu proje okulu mahallesinde yaşayan kadınlardan oluşmaktadır. Uzun zamandır bu mahallede yaşayan, mahallenin yerel dinamiklerini tanıyan bir kadın grubuyla proje boyunca yürütülecek iş birlikleri ile hem projenin temel faaliyetlerinin belirlenmesinde kadınların aktif rol oynaması hem de kadınların güçlenerek mahalledeki dayanışmalarını artırması amaçlanmaktadır.

Proje okulu bünyesinde düzenli olarak mahalleli kadınlarla bir araya gelinen etkinliklerde, mahalleli kadınlar ile projenin süreçlerine dair bilgi paylaşımlarının yapılması ve proje faaliyetlerine dair geri dönüşlerin alınması planlanmaktadır. Bunların yanında, kadınlarla yüz yüze düzenli olarak yürütülen konuşmalarda, onların kendi öznelliklerine yönelmesine teşvik edilmesi ve sosyokültürel anlamda gelişimlerine katkı sunulması da hedeflenmektedir. Örneğin, proje kapsamınında birlikte düzenlenecek çeşitli kültürel aktivitelerle, mahalleli kadınların ev ve mahalle içlerinden çıkmaları, sosyal yaşama daha aktif olarak katılmaları teşvik edilecektir. Bütün bunlarla, kadınların güçlenmesi ve toplumsal rollerine eleştirel bir bakış geliştirmeleri ve nihayetinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında kendi çevrelerine de önemli bir etki yapmaları hedeflenmektedir. Projenin ilerleyen aşamalarında, mahalleli erkekler ile de benzer bir çalışmanın yürütülmesi planlanmış olup onlar da mahalle okullarında yürütülen bu projede aktif rol oynayacaklardır.

 

 

7. Okul Sosyal Çalışması: Aile Çalışması ve Kurumlar Arası Koordinasyon Faaliyetleri

Aile-okul-toplum etkileşimini önemseyerek yürütülen okul sosyal çalışmasında; ekolojik sistem yaklaşımına uygun olarak öğrenciyi çevreleyen, öğrencinin etkileşimde bulunduğu tüm sistemler göz önünde bulundurularak her türden ihmal ve istismara maruz kalan, okul terki riski ile karşı karşıya dezavantajlı çocukların akademik başarılarına ve okul içinde uyum sorunlarına etki eden faktörler tespit edilmektedir. Çocuğun psikososyal gelişim özelliklerinin ve gereksinimlerinin anlaşılabilmesi; okul içinde çocuğun sosyalleşmesini olumsuz etkileyen ve sosyal dışlanmaya uğramasına neden olan faktörlerin tespit edilebilmesi; suça sürüklenmesine etki edebilecek davranış kalıplarının fark edilebilmesi ve okul terki riskinin önlenebilmesi için çözüm odaklı ve güçlendirmeyi hedefleyen bir anlayışla öğretmenler ve diğer okul çalışanları ile bilgi alışveriş sağlanmakta ve iş birliği yapılmaktadır. Ayrıca, öğrencilerin psikososyal açıdan desteklenmesi için aileleri ile ilişkileri güçlendirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Ailenin çocuğun eğitim gereksinimini anlaması ve eğitim hakkını desteklemesi için aile ile okul arasındaki ilişkileri güçlendirmeyi hedefleyen çalışmalar yürütülmektedir.

Çocuğun gerek okul içinde gerekse okul dışında etkileşim içinde olduğu mikro, mezzo ve makro düzeyde tüm sistemler analiz edilip çocuğun yüksek yararı gözetilerek gerekli durumlarda Kaymakamlık, Sosyal Hizmet kurumları, Belediye, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü gibi kurumlar arasında koordinasyon sağlanmaktadır. Çeşitli hizmetlerden ve kaynaklardan öğrencilerin ve ailelerin yararlanması konusunda yönlendirme yapılmakta ve bu hizmetlerin sunumu ve yarattığı etki takip edilmektedir. Öğrencilerin ve ailelerin gereksinim duydukları hizmetlerden etkili bir şekilde yararlanabilmeleri için öğrencinin yaşam koşulları, yaşadıkları mahallenin sosyoekonomik ve kültürel yapısını anlamaya yönelik toplumla sosyal çalışma gerçekleştirilmektedir.

Bu kapsamlarda, Maltepe Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü akademik personeli ve öğrencileri, Üsküdar İlçe Sosyal Hizmet Müdürlüğü gibi kurumlarla ile iş birliği içerisinde Okul Sosyal Çalışması, Aile Çalışması ve Kurumlararası Koordinasyon Faaliyetlerini yürütmektedir.

 

 

8. Bireysel Terapi Desteği: Kil Terapisi

Kil Alanında Terapi, travma bilgisine dayalı Sensorimotor Sanat Terapisi’dir. Avrupa’da Work at The Clay Field adıyla tescillenmiş özgün bir terapi disiplini olarak tanınmaktadır. Bugün 500’den fazla Clay Field (Kil Alanı) terapisti, ruh sağlığının çeşitli alanlarında çalışarak uygulamalarına devam etmekte ve aynı zamanda kuramı geliştirmek üzere çalışmalar yapmaktadır. Okuldayız: Üsküdar Projesi kapsamında, her Cuma, okulda Uzman Psikolog Saba Başoğlu tarafından gerçekleştirilen atölye ile yüksek risk altındaki çocuklar ile bire bir çalışılmaktadır.

Heykel kili –ya da seramik çamuru- kendimiz ve dış dünya ile ilişkimizle çalışmaya belki de en uygun olan sanat terapisi malzemesidir. Kil üç boyutlu bir malzeme olması özelliğiyle, yaşam serüvenimizdeki gerçek nesnelere ve nesne ilişkilerine karşılık gelir: kilin bir ağırlığı, dokusu, hacmi vardır; ısımıza ve hareketimize yanıt verir; biz kile dokunurken kil de bize dokunur. İşte bu nitelikleriyle, fiziksel bir efor talep eder. Böylece, bu materyalle hemhâl olmak, bize, çok hızlı bir şekilde baş alanını ve dolayısıyla bilişsel koşullanmaları arka plana iterek, bilinç dışı süreçleri ve libidomuzdaki “eskil” dürtüleri ön plana çıkarma imkanı sunar. İşte, bu Kil Alanı, terapiye gelen kişinin “dünyasını” temsil eder.

Burada bitirilmek üzere bir sanatsal ürün, arkadaşlara gösterecek bir heykel ya da fırınlanacak bir seramik yoktur. Seansın sonunda, eve götürülecek tek şey bedendeki derin hafızadır. Kinestetik motor hareketlerin duyusal algıyla kombinasyonu, travmanın iyileştirilmesinde, çocuklarda gelişimsel gerilikler ya da dürtü kontrol problemleriyle kendini dışa vuran ruhsal zorlanmalarda uzun ömürlü terapötik faydalar sağlar.

İnsan deneyimleri arasında, dokunma en temel olanıdır.  Anne karnında başlayan yaşamımızdan itibaren dokunma duyusu; gelişimimizin erken dönemlerinde bakıcı ve bebek arasında oral temas ve ten teması hakimdir. Dolayısıyla, zaman içinde öğrenip geliştirdiğimiz iletişim, söylem ve soyutlama becerilerinin ilk halinin Taktil (dokunsal) İletişim olduğunu söyleyebiliriz. Bedensel hafızamız ve temel bağlanmalarımız, güvende olduğumuzu ve sevildiğimizi hissetmemizi sağlayan Sensorimotor geri bildirimlere bağlı bir şekilde gelişir. Sevgi gibi şiddet ya da ihmal de öncelikle dokunmayla veya dokunsal yoksunlukla iletilir. Sınırlarımız uygun olmayan dokunuşlarla işgal edilir.

“Çocuklar, basit blokları bir birinin üstüne yığarlar ve onlara tekrar tekrar vurup yıkmaktan keyif alırlar, böylece nesne sürekliliğini edinmenin bir yolu olarak yaratıcı yıkımı öğrenirler” (Winnicott 1971).

Yaşamın normal akışı, sürekli bir değişim haliyle seyreder: buluşmalar ve ayrılıklar, sevilen kişilerin gelmesi ve gitmesi, kazanımlar ve kayıplar, başlangıçlar ve sonlar... Bireyin varoluşsal temelindeki güven duygusu, mecburi değişimlerin üstesinden gelebildiğini fark ettikçe gelişir. Bu bağlamda önemli bir rol oynayan çocuk oyunlarına benzer bir şekilde Kil Alanında Terapi de, eskiyen ve kişiye iyi gelmeyen bedensel, duygusal, düşünsel ve sezgisel temsilleri yıkıp, yerine yeni, geliştirici, özgürleştirici ve besleyici bir psikolojik bütünlük halini inşa etmeyi araştırır. Kil Alanı’nda malzemelerimiz sınırlı, yaratabileceklerimiz sonsuzdur (Elbrecht, 2013). Yani bu alan, bedensel duyumlar aracılığıyla, psişenin kendini iyileştirici ve dengeleyici kaynaklarını (Jung, 1928) ortaya çıkarmasına olanak tanıyan bir güvenli bir alandır.

 

9. Çocuklar için Felsefe Atölyesi

Prof. Dr. Betül Çotuksöken’in  koordinatörlüğünde Maltepe Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından  gerçekleştirilmiş olan “çocuklar için felsefe” uzmanlık programı mezunlarından ve Maltepe Üniversitesi Felsefi Danışmanlık Yüksek Lisans Programı öğrencilerinden  Hülya Poyraz ve Dilek Atik’in  kolaylaştırıcılığında,  Okuldayız Üsküdar Projesi kapsamında " 21 Nisan 2020 tarihinden itibaren 10 hafta boyunca "Çocuklarla Felsefe Atölyesi" gerçekleştirilmiştir. "Çocuklarla Felsefe Atölyesi" özet sonuç raporu için TIKLAYINIZ

 

10. Toplum Ruh Sağlığını Geliştirme Derneği

Toplum Ruh Sağlığını Geliştirme Derneği’nin, “Okuldayız: Üsküdar” projesine katkısının ağırlıkla “danışmanlık” şeklinde olması düşünülmüştür. Derneğin temsilcilerinin, okulda yürütülmekte olan etkinlikler içinde ayrı bir başlık altında, “tek başına” yer alması söz konusu olmamaktadır.  Uygun olan diğer ekip çalışmalarına katkıda bulunulur.

  • Farklı disiplin ve sektörler tarafından ve birbirini tamamlayarak yürütülmekte olan etkinliklerin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında danışmanlık sağlanması,
  • Çalışmayı yürüten kişilerin eğitimine ve diğer ekipler gerekli gördüğünde süpervizyon  etkinliklerine katkı,
  • Farklı gruplar tarafından yürütülen hizmetler çerçevesinde, uygun görülmesi halinde, öğretmenlerle, çocuklarla, ailelerle yürütülen etkinliklere (özellikle grup çalışmalarına) film, dizi belgesel alıntılarıyla, "farkındalık geliştirme çalışmaları yaparak” katkı söz konusu olabilmektedir.

Toplum Ruh Sağlığını Geliştirme Derneği’nin geçmişinde Kocaeli Üniversitesi Toplum Ruh Sağlığı Birimi’nin çalışmaları da bulunmaktadır. Ayrıca, TRSGDer’in çalışma ilkelerinde bireysel veya grup tedavileri yer almamakla birlikte, dernek çalışanlarının çoğunun ruh sağlığı alanında uzman olmaları nedeniyle, geniş ruh sağlığı çalışanları ağıyla var olan bağlantılar aracılığıyla, ihtiyaç halinde tedavi amaçlı yönlendirmeler konusunda da destek sağlayabilmektedir.

2019 – 2020 dönemindeki çalışmaların yürütülmesi sürecinde TRSGDer temsilcileri, planlama ve değerlendirme aşamalarında yer almışlardır. Ayrıca ihtiyaç duyulan bir çocuk ve ailesiyle ilişkiler konusunda gerekli tıbbi desteğin sağlanmasına aracılık yapılmış, ilgili sağlık kuruluşuyla bağlantı kurulup sürecin takibine katkı sağlanmıştır.