Maltepe Üniversitesi | MALTEPE ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANESİNİN YENİDEN DOĞUŞU Betül ÇOTUKSÖKEN 10.10.2018

MALTEPE ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANESİNİN YENİDEN DOĞUŞU Betül ÇOTUKSÖKEN 10.10.2018

Birlikte Büyümek (2017) kitabında yer alan “Kuruluş Günlerinden Bugüne ve Geleceğe” başlıklı yazımda şöyle diyorum: “Söz buraya gelmişken, Maltepe Üniversitesi Kütüphanesinin ayrıcalıklı durumundan da söz etmek yerinde olacaktır.  Kütüphane; Üniversitenin eğitim ve öğretime başladığı 1997-1998 Akademik Yılında kurulur, Prof. Dr. Onur Kumbaracıbaşı’nın bağışladığı ve diğer satın alınan kitaplarla ilk koleksiyonlar oluşturulur. Prof. Dr. Nermi Uygur’un ailesi 2006 yılında Hocanın tüm koleksiyonunu Üniversiteye bağışlar; 11 Mart 2006 günü Rektör Prof. Dr. Aytekin Berkman’ın evsahipliğinde Kütüphane görkemli bir törenle açılır. Yıllar sonra, Nail Güreli Kitaplığı da benzer bir törenle, Prof. Dr. Kemal Köymen’in rektörlüğü döneminde, zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla, 8 Nisan 2010’da açılacaktır.    Üniversiteyi yaratan en önemli öge olarak kütüphane her geçen gün gittikçe zenginleşir. Rektörlük mensuplarının, Kurucumuz Hüseyin Şimşek’in, Genel Sekreter Müfide Şenol’un, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Nazan Karakaş’ın olağanüstü çabalarıyla ve bazı görünmez kahramanların eşsiz desteğiyle, kütüphane ülke çapında, akademik kütüphaneler içinde yerini alır. Şu anda "Prof. Dr. Nermi Uygur Kitaplığı, Dilbilimci    Dr. Halidun-Seba Şen Kitaplığı, Armağan Yüksel Kitaplığı, Prof. Dr. Erkut Özel Mimarlık Kitaplığı, Nail Güreli Kitaplığı, Arif Hikmet Par Kitaplığı, Prof. Dr. Bedia Akarsu Arşivi, M. Türker Acaroğlu Kitaplığı, Prof Dr. Ayla Oktay Kitaplığı" bizimle birlikte; ileride bu özel kitaplıkların sayıca artacağından eminiz.” Tarık Zafer Tunaya Arşivi de yine kütüphanenin bir parçası olarak Maltepe Üniversitesinin sınırları içindedir. Yine Çotuksöken’lerin desteğiyle, Orhan Nebioğlu ve İsmet Kür’ün kitaplarının bir kısmı da bu mekânda yaşamaya devam etmektedirler. Burada bilgiyi biriktirenler, geleceğe iz bırakanlar varlıklarını sürdürmektedirler. Doğan Hızlan başta olmak üzere, pek çok yazar Maltepe Üniversitesi Kütüphanesini Türk kültür dünyasının gündemine taşımışlardır. Elimde bu örneklerden biri var: Bedia Akarsu’yla, Türkiye’nin ilk kadın felsefe profesörüyle yapılan söyleşide Maltepe Üniversitesi Kütüphanesinin adı birkaç yerde geçmekte, bize emanet edilen kültür mirasının ne denli önemli olduğuna tanık olmaktayız. Artık onlar bizim sorumluluğumuzda. Kitaplarla, içerdiği belgelerle kütüphanesiyle Üniversitemiz böylece tarihini oluşturmakta; bir bakıma en eski tarihli belgesiyle, kurulduğu 1997 yılının çok ötesine uzanmaktadır.

Simone Weil “Okuma Kavramı Üzerine Bir Deneme” başlıklı yazısında şöyle der: “İşte günlük yaşamımızın her anında görünüşlerde okuduğumuz anlamlar, böylece, sanki dışarıdan gelircesine bizi ele geçirir. Bu yüzden, dış dünyanın gerçekliği konusunda sonu gelmez tartışmalara girebiliriz.  Çünkü dünya dediğimiz, okuduğumuz anlamlardır  ̶gerçek değildir. Ama sanki dıştan gelircesine bizi ele geçirir  ̶bu yüzden gerçektir.”[1] Nermi Uygur da dünyayı okur, görünüşleri okur, ama en çok da metinleri okur; onun yaşama dünyasının en etkin edimlerini okuma-yazma birlikteliği oluşturur. Tadı Damağımda: Bir Okur-Yazarın Kitap Okuma Serüvenleri[2] Nermi Uygur’un kendi deyimiyle “özbükülüm”ünün[3] en ilginç ürünlerinden biridir. Kitabı, kitapla anlatmayı kendine ödev edinen yapıtta yaşantısallık olanca gücüyle kendini duyumsatır. Bir okur-yazar olarak “kendi beni”ne yönelen yazar, “başka”ya da okur-yazarlık aracılığıyla uzanır. Kitaplardaki anlamlar onu ele geçirir; şu satırlar kitabın özeti gibidir: “Geniş anlamıyla kitaplar: insanı, toplumu, doğa ve kültürü yansıtıp yorumlamakta. Çok yerde buna ‘felsefe’ dendiğine göre. Kitap felsefesi, felsefe üzerine bükülen bir felsefe. İşte bu kitap da, sözcüğün bu hiç de böbürsüz anlamında, kendince bir kitap felsefesi. Felsefeymiş, değilmiş, adların önemi yok ama. Önemli olan: çepeçevre kitap gerçekliğini, bu gerçekliğe uygun düşen tüm yapıtları, bağlamları, değerleri ve yönelimleriyle, içten yaşayıp düşünmek; bu eylemi, dileyenlerle, seve seve paylaşmak.”[4]

Okumanın, yazmanın tadına, lezzetine varanların, varmak isteyenlerin elinden bırakamayacağı bir kitap kısa adıyla Tadı Damağımda. Çünkü “Nermi Uygur yazar-okyanus olarak biz okurlarına, kendi deyimiyle okyanuslara, onlarca ırmak ya da dere; okur okyanus olarak da binlerce ırmak, dere bıraktı. Ona göre bu dereler onun deyimiyle bizler için aynı zamanda ‘çağrıdır’, ‘penceredir’, ‘insandır’, ‘aynadır’, ‘arkadaştır’, ‘besindir’, ‘gömüdür’, ‘sağlık yoludur’, ‘ağaçtır’, ‘denizdir’, ‘evrendir’. Dünyaya kitapla, okuma-yazma edimiyle ulaşan Nermi Uygur yazdığı, okuduğu, varolduğu kitaplarıyla, bizi de var kılıyor.”[5]  

Bütün yazarlar böyle değil mi? Onlar kütüphaneler aracılığıyla hep bizimle birlikte değiller mi? Aklıma gelen büyük kütüphaneciler, David Hume, Umberto Eco, Salah Birsel, Arslan Kaynardağ ve daha niceleri; ya kütüphane kurdular ya da kütüphaneler üzerine düşündüler, yazdılar. Aramızda bu eşsiz ortama katkı veren, bu bağlamda değer yaratan kişiler var: Varlığımızı geleceğe uzatan bu ortama katkı veren tüm paydaşlarımıza teşekkürler. Başta Değerli Kurucumuz Hüseyin Şimşek’e, Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Şahin Karasar’a, Daire Başkanımız Mustafa Serin’e, emeği geçen herkese teşekkürler. Bu mekân öğrencilerimizle, hocalarımızla varlığını sürdürecek. O bizi biz de onu besleyeceğiz, büyüteceğiz; geleceğe taşıyacağız.  Aslında kütüphane kendisine katılan her belgeyle yeniden doğar. Bugün biz daha büyük boyutlu yeniden doğuşa, kendi rönesansımıza tanıklık ediyoruz. Rönesans hep sürecek, biz de bu ortama tüm varlığımızla katılanlar olarak yaşamayı sürdüreceğiz. Sürüp giden kütüphanede, bibliotheca perennis’te yer almanın sevinciyle, tekrar teşekkürler, saygılar,  

 


[1] Simone Weil, “Okuma Kavramı Üzerine Bir Deneme”, Çeviren: Suğra Öncü, Felsefe Tartışmaları 11. Kitap, İstanbul: Kent Basımevi, 1992, s. 149.

[2] Nermi Uygur, Tadı Damağımda: Bir Okur-Yazarın Kitap Okuma Serüvenleri, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1995.

[3] Bkz. Nermi Uygur, Bütün Eserleri-II, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2017, s. 2589.  

[4] Nermi Uygur, Bütün Eserleri-II, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2017, s. 1131.  

[5] Betül Çotuksöken, “Sunuş”, Yaza-Yaşaya. Nermi Uygur’un Anısına, Hazırlayanlar: Prof. Dr. Betül Çotuksöken-Yusuf Çotuksöken-Kaan Özkan, İstanbul: Maltepe Üniversitesi Yayınları, 2006, s. 5. Kitaba yönelik betimlemeler için bkz. Nermi Uygur, Bütün Eserleri-II, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2017, ss. 1133-1150.  

Düşüncede Özgür, Eğitimde Çağdaş, Bilimde Evrensel